Geçmiş Olsun Rijkaard

Perşembe

Teknik direktörümüz Frank Rijkaard Bursa deplasmanından acilen Hollanda'ya gitmek durumunda kaldı. Bunun sebebini resmi siteden öğle saatlerinde öğrendik. Resmi site buradaki haberde;

Teknik Direktörümüz Frank Rijkaard, hamile olan eşinin geçirdiği ciddi bir rahatsızlık sonucu sabaha karşı kamptan ayrılarak Hollanda’ya gitmek durumunda kalmıştır. Bu ani gelişen olay karşısında yapılan durum değerlendirmesi sonucu teknik direktörümüzün ülkesine dönmesi sağlanmıştır. Bu nedenle bugün oynanacak Bursaspor maçında Frank Rijkaard’ın aramızda olamayacağını bildirir, eşine acil şifalar dileriz.
diyordu. Bursaspor maçında da takımın başında Neeskens'i gördük. Sağlık her şeyden önce gelir tabii. Kimse bunun aksini iddia etmiyor. Ama düşünmeden edemiyorum. Rijkaard'ın eşine bir şey olmasaydı, takımın başında kalsaydı, maçta kenardan takımı o yönetseydi.. Acaba Bursa maçın sonucunu daha farklı görebilir miydik? Keşkelerle, acabalarla yürümez elbette. Benimki sadece bir fikir. Neyse resmi sitenin yaptığını ben de yapıyorum. Acil şifalar dilerim patrona. Seviyoruz kendisini ve yolunu gözlüyoruz..

Barclays Atp World Tour #3

Sezon sonu turnuvası olan Barclays Atp World Tour'da grup maçları oynandı ve yarı finalistler belli oldu. A grubu ile başlamak istiyorum. Turnuvayı tanıtırken yazdığım yazıda bu grup ölüm grubu olacaktır demiştim. Son maçlar öncesinde de ortaya çıkan tablo böyle olduğunu tasdikler gibiydi. Son maçlar oynanmadan önce durum şöyleydi; Federer kazanırsa Federer lider, Murray ikinci olarak çıkar. Federer 2 sette kaybederse Murray lider, Del Potro ikinci olarak çıkar. Federer 3 sette kaybederse Federer kesin çıkar ama üçlü averaja bakılır. Çok ince hesapların eşliğinde çıkılacaktı maçlara yani. Günün ilk maçında Verdasco ile Murray arasındaki mücadeleyi izledik. Maçın başındaki oyunlara baktığımızda iki raket birbirini tamamlar gibiydi. Verdasco iyi servis & kötü oyun ile; Murray ise kötü servis & iyi oyun ile başladı. Murray'ın iyi oyunu kendisine ilk seti 6-4 ile getirdi. Bu setten sonra turnuvanın en zevkli maçını izlemeye başlamıştık. Kalan 2 set de tie-break ile sona erdi. İkinci sette kendini toparlayan Verdasco; Murray'ın hatalarıyla seti tie-break ile 7-6 kazandı. Seride durum 1-1 olmuştu. Final setini alan maçı da kazanacaktı. Son set de 2. set gibi tie-breake gitmişti. Ve durum yine 7-6 olarak sona ermişti. Fakat bu defa kazanan Murray oldu. Akşamki maçı beklemeye geçti, aldığı 2 galibiyetle. Verdasco ise maç kazanamadan sezon sonu turnuvasından ayrıldı.

Bir nevi Amerika Açık finalinin rövanşını izleyeceğimiz maçta Federer ile Del Potro karşı karşıya geldi günün ikinci maçında. Maçtan önce bakılan istatistiklerde Fedex 1 set aldığı takdirde yarı finalist olmaya hak kazanacaktı. Bu maçta bir de sürpriz konuk vardı, hepimizin yakından tanıdığı. Tevez; vatandaşı Del Potro'yu izlemek için Londra'daydı bu maç öncesinde. Maça iyi başlayan raket Del Potro oldu. İlk sette Federer'in yaptığı hataları değerlendirmeyi bilerek seti 6-2 kazandı. İkinci sette ortada bir oyun izledik ve set tie-breake gitti. Tie-breakte Del Potro 5-4 öndeydi ve servis atma sırası ondaydı. Federer 2 mini breakle set sayısı yakaladı ve seti 7-6 kazandı. Del Potro'nun yarı finale yükselebilmesi için son seti 6-3 kazanması gerekiyordu. Durum 3-3 olmuşken Federer 3 kez servis kırma şansı yakaladı ama Del Potro, Murray'nin ve kendisinin kaderini belirleyecek 4. oyunu almasına izin vermedi Federer'in. Bir de üstüne Federer'in servisini kırdı ve seti 6-3 aldı. Burada iki raketin de maçı kaybetmediğini söylemek mümkün tabii. Grup lideri Federer oldu. Del Potro ise Murray'den sadece 1 oyun farkla yarı finale çıktı. Uzun zaman hafızalardan çıkmayacak bir grup oldu şüphesiz. Yarı finale Federer ile Del Potro elele çıktılar.

B grubuna dönecek olursak; Nadal'ın sezonun tamamının özetini bir kez daha yaşadığını söyleyebiliriz. Sezon boyunca hayranlarına yaşattığı hayal kırıklığını bir kez de sezon finali olan bu turnuvada yaşattı. Djokovic ile oynayacağı son maçtan önce yarı finale çıkamayacağı kesinleşmişti zaten. En azından son maçı alır mı acaba diye düşünmeden edemiyordum. Ama malesef set bile alamadan tamamladı turnuvayı. Nadal son maçını da 7-6 ve 6-3'lük iki setle kaybederek turnuvadan elendi. Turnuvadan önce az da olsa klasmanı birinci bitirme ihtimali vardı şimdi o ihtimal de yerle bir oldu. Djokovic ise Soderling-Davydenko maçının sonucuna göre yarı finale çıkacaktı. Akşamki son grup maçında da Soderling ile Davydenko'yu izledik. İlk sette her iki tenisçi de servis kırma puanları elde etti ama değerlendiremediler. Tie-breake giden seti Davydenko kazandı. Bu set, Soderling'in turnuvada kaybettiği ilk setti. İkinci sette de Soderling'in oyununu izledik. Seti 6-4 kazanan Soderling durumu eşitledi. Son set artık kader seti olmuştu. Hem Davydenko için, hem Soderling için, hem de Djokovic için.. Davydenko seti 6-3 ve maçı 2-1 kazanarak yarı finalde Federer'in rakibi oldu.

Yarı final maçlarındaki eşleşmeler ise şu şekilde oluştu;
14:30 Roger Federer - Nikolay Davydenk
21:00 Robin Soderling - Juan Martin Del Potro

Günün Fotoğrafı {Bugün Bayram}






Bayramlaşma töreni Bursa'daydı.

Bursaspor-Galatasaray Maçından Enstantaneler

Dün akşam bayramın ilk gününde keyifli bir maç izlemek için ekran karşısına geçtik Galatasaray'lılar olarak. Ama hevesimiz kursağımızda kaldı. Maçı Volkan'ın golüyle 1-0 Bursaspor kazandı. Puanını 29'a yükselten Bursa averaj fazlasıyla 2.liği de ele geçirerek hakettiğini aldı açıkça söylemek gerekirse. Geçtiğimiz hafta Manisaspor beraberliği aslında perşembenin gelişini gösteren çarşamba gibiydi. O maçı milli takım arasıdır dedik, takım toparlanır dedik yuttuk. Ama dün akşamki ruhsuz oyunun gerçekten telafisi de affı da yok. Elbette takım toparlanacaktır, çok çok daha iyi olacaktır ama geçecek yahu. Bu da geçecek ve biz sezonu en iyi yerde, zirvede bitireceğiz. Önümüzde 20 tane maç var daha. Kazanılacak puanlar var. Gelin biz maçın fotoğraflarına dönelim;

Maçın en keyifli görüntülerinden birisiydi :) Bursaspor taraftarının domuz gribini tiye alarak bir timsaha maske geçirmesi güzeldi açıkçası.

İki takım sahaya birlikte taşıdıkları Kurban Bayramınız kutlu olsun pankartı ile çıktılar.

Sonra da omuz omuza saygı duruşunda beklediler Bursaspor'un rahmetli başkanı için.

Volkan'ın golü görülmeye değerdi ama gol sevinci daha da keyifliydi :) Sevimli çocuk yahu..

Maçın son anlarına yaşanan gerginlikler damgasını vurdu.



Maçın sonunda Bursaspor'un haklı sevinci..

Bizimse "haklı" üzüntümüz vardı..

Maçın Fark Yaratanları;
Olumlu!


Olumsuz!

Sistem Çöküşü {Fenerbahçe:1-3:Kasımpaşa}

Ligin lideri Fenerbahçe 14. hafta mücadelesinde Kasımpaşa'yı konuk etti. Geçtiğimiz hafta Beşiktaş'tan 3 gol yiyen sarı lacivertli ekip bu hafta da Kasımpaşa'dan 3 gol yiyerek tarifeyi değiştirmedi. Maçın seyircisiz olması Fenerbahçe'nin en büyük handikapıydı tabii. Daha önce Galatasaray'ı yenen ve Trabzonu da yenerek teknik direktöründen eden Kasımpaşa bu defa da Fenerbahçe'yi yenerek, Galatasaray'ın puan kaybettiği haftada rakibe büyük yara aldırdı. Teknik direktör Yılmaz Vural; Trabzon'u teknik direktörsüz bıraktık, sıra Fenerbahçe'de demişti maçtan önceki açıklamalarında. Dediğini de yaptı gerçekten. Tamam Fenerbahçe Daum'dan vazgeçmedi ama en azından mağlup edeceklerini söylediler ve bunu başardılar. Nostradamus Mustafa'dan sonra {Mustafa Denizli} bir de Nostradamus Yılmaz'ı izliyor bu gözler artık.. Fenerbahçe bu maçtan sonra Kasımpaşa yenilgisine rağmen 31 puanla ligin zirvesindeki yerini korurken; Yılmaz Vural'ın çalıştırdığı Kasımpaşa ise puanını 15'e yükseltti.

Sistem Değişikliği Hata Verdi
Fenerbahçe'yi genellikle 4-4-1-1 sistemi ile izliyorduk. İleri uçta Guiza, son haftalarda Kazım, forvet arkası da Alex oluyordu. Bu hafta Kazım'ın 4 maçlık cezası nedeniyle forma giyemediği karşılaşmada 4-4-2'ye döndü Daum. Forvette ise Semih ve Guiza'yı birlikte izledik. Hemde arkalarında Alex ile.. Fenerbahçe'de, Beşiktaş maçında sakatlanan Emre'nin yerine Kasımpaşa'ya karşı orta alanda Cristian'ın yanında Selçuk'a görev verilirken, bu futbolcu bu sezon ligde ilk kez 11 kişilik kadroya alındı. Ligde bu sezon 7 lig maçında ikinci yarılarda görev alan Selçuk, sakatlıklar nedeniyle Kasımpaşa maçında 11'de şans buldu. Fenerbahçe'de cezalı Bilica ve Kazım ile Emre'nin yanı sıra sakatlığı bulunan Dos Santos da maç kadrosunda yer almadı. Sakatlığının ardından antrenmanlarda kendisini gösteren Deivid, Kasımpaşa maçının 18 kişilik kadrosuna dahil oldu. Maçın geneline baktığımız takdirde bu yeni sistemin Fener'i pek açmadığını ve aydınlatmadığını söylemek mümkün. Bunun en büyük sebeplerinden biri de Emre'nin yokluğuydu şüphesiz. Alex topu ne kadar iyi kullanırsa kullansın Emre gibi bir oyuncunun onu desteklemesine ihtiyaç duyuyor. Bugün Emre'nin yerine Selçuk'u izledik ve ilk defa 11'de kendine yer buldu dedik ya, neden ilk 11'de oynamadığını anlamak çok zor değil Emre ile kıyaslayınca..

Kasımpaşa'nın Hızlı Başlangıçları
Maça hızlı başlayan taraf Kasımpaşa oldu. Henüz bir dakika dolmadan yenen gol gerçekten soğuk duş etkisi yarattı takımda. Santrayı yapan Kasımpaşa, ilk atakta rakip kaleye gitmek isterken; Cenk İşler'in ceza sahası içinde kaleyi sağ çaprazdan gören noktadan zayıf vuruşunu, kaleci Volkan arka direkte iyi kontrol edemedi ve elinden kaçırdı. Fırsatçılığını konuşturan Gökhan Güleç topu filelere yolladı ve konuk takımı maçın başında 1-0 öne geçiren golü kaydetti. Bu gole cevap ise Guiza'dan, 4 dakika sonra geldi. İlk yarıda başka gol olmadı ve taraflar soyunma odasına 1-1'lik eşitlikle gittiler. İlk yarıya hızlı başlayan Kasımpaşa; ikinci yarıya da hızlı başlayan taraf oldu. Henüz 2. dakikada sol kanatta Ergün pasını Cenk'e verdi. Cenk aldığı topla tek başına ilerledi ve ceza sahasına girdi. Volkan ile karşı karşıya kalan deneyimli golcü, topu Volkan'ın yanından ağlarla buluşturdu. Maçın son anlarında Fenerbahçe sistemini bu defa 3-5-2'ye döndürmeye çalıştı. Çok başarılı olduğu da söylenemez. Zaten Fenerbahçe beraberliği kurtarma çabasıyla açık vermeye başlayınca Kasımpaşa'da kontralarla, hızlı toplarla rakibi avlamaya çalışıyordu. Amacına da 81. dakikada ulaştı. Savunmanın arkasına atılan topa Şahin hareketlendi. Volkan kalesinden açıldı topa dokunamadı ve topu ıskaladı. Şahin önünde kalan topu boş kaleye yolladı ve durumu 3-1 yaptı. Maçın son anlarında başka gol olmazken Fenerbahçe'de 3. mağlubiyet ile sahadan ayrıldı..

Formula Bitti Karting Başladı

Bu hafta sonu Brezilya'da Yıldızlar Karting Şampiyonası 5. kez düzenleniyor. Felipe Massa'nın organize ettiği yarış, ünlü pilotların katılmasıyla meşhur. Geçtiğimiz sene Rubens Barrichello'nun kazandığı organizasyon birisi cumartesi diğeri pazar olmak üzere 2 yarıştan oluşuyor. Şu ana kadar 3 antrenman seansı geride kaldı. Bugün öğle saatlerinde 2. yarış düzenlenecek.Yapılan 3 antrenman seansının ilinde Rubens Barrichello en hızlı isim olurken yağmurlu son antrenmanlarda Michael Schumacher en hızlı isim oldu. Organizasyona katılan isimler; Michael Schumacher, Raphael Matos, Antonio Pizzonia, Mário Moraes, Tony Kanaan, Christian Fittipaldi, Eduardo Berlanda, Ricardo Zonta, Rubens Barrichello, Luciano Burti, Felipe Giaffone, Enrique Bernoldi, João Paulo Oliveira, Lucas di Grassi, Felipe Massa, Vitantonio Liuzzi, Bia Figueiredo, Duda Pamplona, Vítor Meira, Nelson Ângelo Piquet, Max Wilson, Popó Bueno, Tarso Marques, Marcos Gomes ve Xandinho Negrão. Günün ilk yarışı dün öğlen koşuldu. İlk yarışta Schumi zirvede yer alan isim oldu.

1. Yarış Sonucu

1 - Michael Schumacher (ALE) - 28 voltas em 26 dakika 28sn 571
2 - Vitantonio Liuzzi (ITA) - a 2s768
3 - Felipe Massa (SP) - a 4s684
4 - Lucas di Grassi (SP) - a 5s553
5 - Vitor Meira (DF) - a 6s727
6 - Rubens Barrichello (SP) - a 7s989
7 - Tony Kanaan (BA) - a 8s288
8 - Antonio Pizzonia (AM) - a 8s423
9 - Nelsinho Piquet (DF) - a 16s237
10 - Duda Pamplona (RJ) - a 17s775
11 - Ricardo Zonta (PR) - a 26s208
12 - Tarso Marques (PR) - a 26s671
13 - Enrique Bernoldi (PR) - a 27s088
14 - Mario Moraes (SP) - a 27s447
15 - João Paulo de Oliveira (SP) - a 29s485
16 - Popó Bueno (RJ) - a 30s511
17 - Luciano Burti (SP) - a 33s342
18 - Felipe Giaffone (SP) - a 38s662
19 - Bia Figueiredo (SP) - a 39s039
20 - Eduardo Berlanda (SC) - a 50s544
21 - Xandinho Negrão (SP) - a 1 volta
22 - Marcos Gomes (SP) - a 18 voltas
23 - Raphael Matos (SP) - a 25 voltas
24 - Christian Fittipaldi (SP) - a 25 voltas
25 - Max Wilson (SP) - a 27 voltas
Yarışa orta sıralarda başlayan Schumacher'in yarışı zirvede tamamlaması kimse için sürpriz olmadı aslında. Schumacher önündeki rakiplerin mücadele ve hatalarından faydalanarak ön sıralara tırmandı ve finiş çizgisini ilk sırada görmeyi başardı. Yarışa pole pozisyonundan başlayan ve büyük bölümünü lider götüren Piquet daha sonra performansını kaybetti ve arkasında ki gruba geçilerek pist dışına çıktı. Daha sonra Luizzi ve Di Grassi'nin mücadelesine sahne oldu. Yarışın sonuna doğru bu ikilinin mücadelesinden faydalanan Schumacher liderliği ele geçirdi ve yarışı kazandı. Liuzzi yarışı 2. sırada tamamlamayı başarırken yarışa 11. sıradan başlayan Felipe Massa, çok iyi yükselme göstererek yaz ayında geçirdiği üzücü kazanın ardından fiziksel olarak da oldukça gelişme kaydettiğini gösterdi ve 3. oldu. Aslında kimse olayın yarışında falan değil. Yani kendi aralarında eğlendikleri bir olay nihayetinde. Ama bu adamı tulum içinde bir arabanın direksiyonunda görünce insan ister istemez heyecanlanıyor. Daha önce milyon kere söyledim bir daha söylüyorum; Schumi Formula'ya dön me li!

Barclays Atp World Tour {Yarı Final}

Londra'da düzenlenen sezon sonu turnuvası Barclays Atp World Tour'da dün yarı final maçları oynandı. Federer ile Davydenko'yu, Del Potro ile de Soderling'i izledik. Günün ilk maçında Federer daha önce 12 defa yendiği Davydenko ile karşılaştı. Kağıt üstünde Federer'in mutlak favori olduğunu düşünenler çoğunluktaydı -ki bunlardan biride bendim- fakat Davydenko turnuva boyunca süregelen ezber bozan raket olma özelliğini bu maça da yansıtmakta zorlanmadı. Federer maça bundan önce gruplarda yaptığı 3 maçta olduğu gibi yine set vererek başladı. Davydenko seti 6-2 kazandı. Herkes bu noktadan sonra Federer'in diğer 3 maçta yaptığı gibi 2 set alarak sonuca, yani finale uzanacağını düşünüyordu. Ama işler hesaplandığı gibi gitmedi açıkçası. Aslında 2. sette yine toparlanarak başarılı bir oyun grafiği çizdi Fedex. İkinci sette Federer'in servis performansı düzelince başa baş bir mücadele oldu. 4-4'e kadar servis kırılmadan geçilen bölümden sonra Federer harika açılar bulduğu oyunda servis kırarak 5-4 öne geçti ve kendi servis attığı oyunu da alarak setlere dengeyi getirdi. Son sayıyı da alarak seti 6-4 kazandı. Seride durum 1-1 olmuştu ve son seti alan finale yükselecekti. Final seti adına yakışır heyecanda geçti diyebiliriz.Karşılıklı sayılar bulan iki raket durumu 5-5'e getirerek setin tie-break ile çözümleneceğini söylüyorlardı artık. Son anlarda konsantrasyon problemi yaşayan Federer seti 7-5, maçı da 2-1 kaybederek evine döndü. Böylece ilk finalist Nikolay Davydenko oldu.

İkinci finalisti belirlemek için kortta bu defa turnuvanın sürpriz ismi Soderling ile yılın sürpriz ismi Del Potro vardı. Öncelikle şunu söyleyebilirim ki topa sert vuruşlar yapabilen iki raketin mücadelesi tam bir savaş şeklinde geçti. Agresif oyun seyir zevki yüksek bir mücadele izletti bize. Tie-breake giden seti 7-6 Soderling kazandı. İlk sette başarılı servisleriyle dikkat çeken Soderling'in ikinci sette çok başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Durum 4-3 iken maçtaki ilk servis kırmayı gerçekleştiren Del Potro seti 6-3 kazandı. İlk yarı final maçında olduğu gibi bu maçta da durum 1-1'e gelmişti, son seti alan finalist olacaktı. İlk setin adeta kopyası olan son set de tie-breake gitti. Son sette maç boyunca yakaladığı ilk servis kırma şansını değerlendiren Soderling durumu 4-2'ye getirdi. Hemen ardından Del Potro cevap vererek eşitliği sağladı ve bu set de tiebreake gitti. Bu sefer tiebreakte etkili olan taraf Del Potro'ydu ve finalde Davydenko'nun rakibi olmayı başardı. Final maçı Del Potro ile Davydenko arasında 16:30'da oynanacak. Amerika Açık'ın şampiyonu Del Potro sezonun finalini de bir güzel yapar diye tahmin ediyorum. Final maçının yazısı yarın bu saatlerde blogda olur :)

 
 
 
 
Copyright © Spor17